Bay Noll, Bay Demrovski, beslenme medyada sürekli yer alan bir konu. Öte yandan, beslenme şeklimizin iklim değişikliği üzerindeki etkilerini neden ya çok az ele alıyoruz ya da hiç ele almıyoruz?
Noll: Gıda ve iklim değişikliği, zihinsel etkileşimleri bakımından, örneğin ulaşım ve iklim arasındaki bağlantıdan daha soyut. Orada çok daha açık, egzoz borusundan çıkan egzoz dumanlarını bile görebiliyorum. Öte yandan gıda sektöründe havaya CO2 püskürten tek bir baca yoktur. Tedarik zinciri boyunca emisyonların oluştuğu pek çok yer var. Son derece enerji yoğun olan gübre üretiminden başlayarak. Emisyonlar tarlada ve merada üretilir. Nakliye, soğutma, hazırlama ve imha sırasında. Bu çok daha karmaşıktır. Tüketiciler bunun zaten farkında olsalar bile, bu onlar için hala kafa karıştırıcıdır. Nereden başlayabiliriz? Hangi alışkanlıkların değiştirilmesi gerekiyor?
Demrovski: Bu doğru. Gıda hem olumlu hem de olumsuz anlamda tutkulu bir konu. Belirli değişiklikleri başlatmayı bu kadar zorlaştıran da bu. Örneğin ben günde 3 kez yemek yiyorum. Bu da günde üç kez düşünmem ve iyi bir karbon ayak izi için bir şeyler yaptığımdan emin olmam gerektiği anlamına geliyor. Zaten yoğun olan günlük yaşamda bu, her birimizin ustalaşması gereken daha fazla karmaşıklığa yol açıyor. Herkül gibi bir görev.
Ama yemek kitabı ile kendinizi zorladığınız şey de bu değil mi, bu Herkülvari görevi üstlenmek?
Demrovski: Şart değil. Yemek kolaydır, çoğu insan onunla olumlu duygu ve deneyimleri ilişkilendirir. İklim koruma konusu, kurallar ve yasaklar yoluyla olumsuz bir konuya dönüştürülmemelidir. Yemek bir din olmamalı.
Noll: Bu bir vegan yemek kitabı da değil. İzin verildiğini değil, yasaklandığını söylüyoruz. Orada et tarifleri de bulunabilir. Yaptığımız şey karmaşık ilişkileri basitleştirmek ve bunları doğrudan tariflere dönüştürmek. Farklı tarifleri bir araya getirerek basitleştiriyoruz.
Demrovski: Kitabımızı bu kadar özel kılan şey, yemek kitabı ile kurgu dışı kitap arasında gidip gelmesi. Bu daha önce hiç yapılmamış bir şey. Sindirimi kolay bilgilendirici makaleler ve aynı zamanda harika tarifler sunuyoruz. Bu sayede geniş bir okuyucu kitlesinin ilgisini çekebildik.
İlk iklim yemek kitabını yayınlamak için itici güç neydi?
Demvorski: Sürdürülebilir beslenme ve yemek pişirme konulu bir etkinlik. Menüye sadece "organik" konusu konuldu ve o kadar. Bu bizim için yeterince ileri gitmedi ve bu doğru bir yaklaşım değil. Organik önemli bir parçadır, ancak her şey bundan ibaret değildir.
Sizin için yeni ve şaşırtıcı olan iklim olguları hangileriydi?
Demrovski: Bölgesellik konusu ve şu soru: Bölgesel olmak her zaman daha mı iyidir? Bölgesellik her zaman mevsimsellik ile birlikte düşünülmelidir. Örneğin, Yeni Zelanda'dan gelen bir elma, çevredeki bir soğuk hava deposunda saklandığı için mevsim dışında yediğim bir elmadan daha iyi bir karbon ayak izine sahip olabilir. Kamyonla nakliye de serada ısıtmadan daha küçük bir rol oynar.
Noll: Genellikle unutulan bir başka şey de süpermarkete gidiş ve dönüş yolculuğudur. Bu yolculuk son derece emisyon yoğun olabilir ve toplam gıda emisyonlarının %50'sine kadarını oluşturabilir. Eğer organik ürünler satın alırsam, vejetaryen beslenirsem ve alışverişe SUV ile gidersem, karbon ayak izi üzerinde diğer faktörlerden daha büyük bir etkiye sahip olurum.
İklim dostu bir beslenmeyi günlük hayata entegre etmek için basit tavsiyeniz nedir?
Noll: Sadece klasik gıda piramitlerini takip etmek - ki bunlar zaten bol miktarda bakliyat, temel olarak bol miktarda sebze, fazla et ve benzeri şeyler söylüyor - zaten ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır.
Demrovski: Doğru, ister vegan ister vejetaryen olun, bu koşabileceğiniz ekstra bir mil, ancak mantıklı, sağlıklı bir diyet de tek başına iklimin korunmasına büyük bir katkı sağlar.
Kitap önerisi: "İklim yemek kitabı. İklim dostu alışveriş, yemek pişirme ve keyif", Kosmos Verlag Baskı: 2 (5 Kasım 2015)