E-gıda: e-vergreen mi yoksa e-intaglio mu?
Ama dahası da var. Online yemek siparişi sektörünün kulağa hoş gelen bir adı bile var: E-gıda pazarı. Saygısızlık etmek istemem ama e-gıda bana e-sigarayı ya da e-arabayı hatırlatıyor, mutfak lezzetlerini değil. Ancak, şehir merkezlerindeki ara sokaklarda ortalık toz duman içindeyken, e-gıda pazarı -tamam, öyle diyeceğim- hareketleniyor. Amazon kısa süre önce Prime müşterileri için ücretsiz"Fresh" sunmaya başladı. Rewe teslimat hizmeti ve Picnic tabelaları taşıyan minibüsler, en azından şehir merkezlerinde artık nadir değil ve Çek sağlayıcı Rohlik de yakında onlara katılacak. Market alışverişlerini 10 dakika içinde teslim etmeyi vaat eden Gorillas adlı start-up ("Sizden daha hızlı" sloganı) bir finansman turunda 36 milyon avro topladı. Dr Oetker de kısa süre önce, önceki iki yılın her birinde satışları üç kat artan Flaschenpost.de'yi satın aldı. Yani e-gıda pazarında -şimdilik- çok şey oluyor.
Eğer EY-Parthenon'a inanıyorsanız, bu böyle kalacaktır. Ekim 2020'de yayınlanan bir çalışmada, yönetim danışmanlığı Covid-19 sayesinde online marketin zaferini öngörüyor: "Hem sipariş hacminde hem de online market siparişi veren tüketicilerin oranında neredeyse yüzde 40'lık büyüme oranları görüyoruz (Covid-19'dan önce %6, Covid-19'dan bu yana %9 ve artıyor) - daha önce yıllar süren bir gelişme sadece birkaç hafta içinde gerçekleşti" diyor. Önümüzdeki 5 yıl için potansiyel: 2,5 milyar avro.
Bir katalizör olarak pandemi. Alman E-Ticaret ve Posta Siparişi Birliği (Bundesverband E-Commerce und Versandhandel) de son beş yılda e-ticaretteki genel büyümeyle ilgili olarak şunları belirtiyor: "E-ticaretteki 'patlamaya' güvenmeyen ve 'normalliğe' dönülmesini uman herkes hayal kırıklığına uğrayacaktır. Büyüme sadece sürdürülebilir değil, koronavirüsten önce başladı ve devam ediyor, geri döndürülemez (...). Müşteri çoktan kararını verdi." Hm. Yani gıda alışverişi de dahil olmak üzere tuğla ve harç alışverişi 21. yüzyılın büyük mağazaları mı? Hâlâ var ama bir şekilde modası geçmiş mi?